
Kayıp Hece ŞiiriKayıp Hece Şiiri
Kayıp Hece Tasviri mümkün olmayan, Milattan kalma bir obje gibiyim sanki.. Bilmiyorum sonlarımı Halim hal değil bu cihanda Ne bitiyorum ne tamamlanabiliyorum.. Kayıp bir heceyim
Kayıp Hece Tasviri mümkün olmayan, Milattan kalma bir obje gibiyim sanki.. Bilmiyorum sonlarımı Halim hal değil bu cihanda Ne bitiyorum ne tamamlanabiliyorum.. Kayıp bir heceyim
Ahvalimiz İçimde uğulduyor zaman, anın çetelesini tutmaktan muzdarip bir kalp Yitirilmiş bir çok şey Veya yüzüstü bırakılan milyonlarca uğraş Bırakıp kaçtık mı, Erteledik mi… Ve
Nur Esmanla Süsle Yüreğimi Anladıklarım bunlar değil Anlattıkların onlar değildi Yordun sözü Anlamlıydın, Manaydın Kaybettin… Bilinmez bir girdabın muellifi sen.. Sen boş sözlerin ustası Vefa
Unuttuk Seni Kölelik ettikçe, biz nefsimize; Alıştık.. Ahlaktan, dinden tavize. Ey Yüce Rabb’imiz ! Ne oldu bize, Ne oldu da böyle.. Unuttuk Seni.. …
Hoş Geldin Ya Nebi Sen yokken Ya Nebi Sen yokken zamanın bir adı yoktu…
Dualarımın Karşılığını Sabırla Bekliyorum Bekliyorum bir hayrın nidalarının sineme inmesini Gecenin karanlığının dağılıp, Bir bir yıldızların üzerime dökülmesini Yağmur yağmur yağan bereketin tüm benliğimi sarmasını
Dost Dediğin Ebu Bekir Gibi Olmalı İmam Fahreddin Râzî (ra) bildiriyor: Bir gün iki cihanın sultan, insanların ve cinlerin Peygamberi, âlemlerin Rabbi’nin sevgilisi Muhammed Mustafa